Merakla
Sorunu sor hemen cevaplansın.
merakla teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- curiously
Örnek Cümle:
Everyone was looking at Tom curiously.
-Herkes merakla Tom'a bakıyordu.
Örnek Cümle:
Tom looked at Mary curiously.
-Tom Mary'ye merakla baktı.
- in suspense
- impatiently
- interestedly
- inquisitively
- with anxiety
- inquiringly
- merak
- {i} curiosity
Curiosity killed the cat.
-Fazla merak iyi değildir.
His story excited everyone's curiosity.
-Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
- merak
- worry
Don't worry. They will be supervised.
-Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.
Don't worry. You can confide in me.
-Merak etme. Bana güvenebilirsin.
- merakla bakan
- prying
- merakla bakmak
- pry
- merakla bakınan tip
- rubberneck
- merakla bakınmak
- rubber
- merakla bakınmak
- rubberneck
- merakla bekleme
- suspense
- merakla beklemek
- await smth. impatiently
- merakla gözetlemek
- snoop
- merak
- {i} interest
Piotr is interested in soccer.
-Piotr futbola meraklıdır.
Magdalena is interested in geography.
-Magdalena coğrafyaya meraklıdır.
- merak
- {i} concern
Your friends are really concerned about your health.
-Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
- merak
- {i} whim
- merak
- wonder
Tom wonders if it's true.
-Tom, bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.
He will be wondering what we are doing.
-Ne yaptığımızı merak ediyor olacak.
- merak
- {i} fancy
He has a great fancy for travelling.
-Onun seyahat için büyük bir merakı var.
- merak
- espial
- merak
- passion
I have no special talents. I am only passionately curious.
-Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.
- merak
- foible
- merak
- (Argo) kick">(Argo) kick
- merak
- fond
I am fond of Australian food.
-Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
My sister is fond of music.
-Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
- merak
- fuss
- merak
- great interest
- merak
- taste
She wondered what his lips would taste like.
-O, onun dudaklarının nasıl tad alacağını merak ediyordu?
She wondered how his lips would taste.
-O, dudaklarının nasıl tat alacağını merak ediyordu.
- merak
- maggot
- merak
- keenness
- merak
- relish
- merak
- mania
- merak
- conceive
- merak
- inquietude
- merak
- cult
I am curious about Japanese culture.
-Japon kültürünü merak ediyorum.
- merak
- fad
Fadil became interested in Islam.
-Fadıl, İslam'a merak sardı.
- merak
- solicitude
- merak
- be wondering
- merak
- wondered about
- merak
- avocation
- merak
- {i} crotchet
- merak
- {i} anxiety
- merak
- bug
- merak
- curiosity; great interest, concern, passion; anxiety, solicitude, worry
- merak
- care
I wonder if you have ever really cared for me.
-Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
-Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- merak
- being particular or fastidious about
- merak
- disquietude
- merak
- wonderment
- merak
- anxiety, worry
- merak
- sensation
- merak
- {i} disquiet
- merak
- {i} hobby
Tom calls himself a hobbyist.
-Tom kendine meraklı diyor.
Tom is a model railroad hobbyist.
-Tom model demiryolu meraklısı.
- merak
- missile
- merak
- great interest in, great liking for; passion for (something)
- merakla beklemek
- await something impatiently
İlgili Terimler
merakla teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- merak
- Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek: "Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım."- H. Taner
- MERAK
- (Osmanlı Dönemi) Kuruntu, telâş. İç sıkıntısı. İç darlığı.(... Merak, hastalığı ziyade ettiği gibi hikmet-i İlâhiyeyi ittiham ve rahmet-i İlâhiyeyi tenkid ve Hâlik-ı Rahiminden şekva hükmünde olduğu için aksi maksadiyle tokad yer, hastalığı ziyadeleşir. L.)
- MERAK
- (Osmanlı Dönemi) Dalgınlık. Kara sevdâ
- MERAK
- (Osmanlı Dönemi) Bir şeyi öğrenmek istemek. Çok şiddetli arzu. Heves. Düşkünlük
- Merak
- (Osmanlı Dönemi) BESS
- merak
- Bir şeyi edinmek, yapmak, bir şeyle uğraşmak isteği: "Öteden beri güzel giyinmeye, güzel konuşmaya merakım vardır."- R. N. Güntekin
- merak
- Kaygı, tasa
- merak
- Düşkünlük, heves
- merak
- öğrenme isteği
- merak
- Bir şeyi edinmek, yapmak, bir şeyle uğraşmak isteği
- merak
- Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.